Spinal mantar enfeksiyonları nadir, genellikle immünsüprese bireylerde ve en çok lomber bölgede gelişen enfeksiyonlardır. En sık aspergilloz ve invazif kandidiyazis şeklinde ortaya çıkmaktadır. Aspergillus türlerinden en sık etken Aspergillus fumigatus (%55) iken; spinal kandidiyazisde en sık etken Candida albicans (%62)`dır. Spinal mantar enfeksiyonlarının başlangıç belirtileri genellikle nonspesifiktir; sırt ağrısı, ateş ve gece terlemesi önemli semptomlardır. Nörolojik defisit ortalama %36.5 oranında görülür. Tanıda radyolojik görüntülemede bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme kullanılmaktadır. Görüntülemede; özellikle lomber bölgede tutulum, disk ve disk mesafesinin korunması, vertebranın posterior elemanlarının tutulabilmesi, paraspinal küçük abseler, sık anterior subligamantöz yayılım ve skip lezyonlar gözlemlenebilir. Biyopsi ile alınan örneğin; direkt mikroskopisi, histopatolojisi, kültür üremesi veya polimeraz zincir reaksiyonu (endemik mikoz hariç) ile etkenin gösterilmesi tanıyı kesinleştirir. Serum, bronkoalveoler lavaj ve beyin omurilik sıvısında galaktomanan antijeni özellikle Aspergillus spp. ve serum (1,3)-β-D-glukan testi Aspergillus spp. ve Candida spp. dahil çoğu mikozun tanısı için kullanılabilmektedir.
Aspergillus türlerine yönelik tedavide ilk seçilmesi gereken antifungal vorikonazoldür. Vorikonazole alternatif olarak lipozomal amfoterisin B kullanılabilir veya kombine edilmektedir ve yanıt alınamayan durumlarda kurtarma tedavisi olarak ekinokandinler, posakonazol ve itrakonazol önerilmektedir. Tedavi minumum 8 hafta önerilir. Candida spp.`ye bağlı vertebral osteomiyelitlerde tedavi 12 aydan fazla (minimum 6 ay) sürebilmektedir. Spinal mantar enfeksiyonlarında cerrahi tedavi endikasyonları; antimikotik tedaviye direnç görülmesi, aylar süren antimikotik tedaviye rağmen konservatif tedavide başarısızlık, spinal kord ve/veya köklere bası olması, nörolojik defisit gelişmesi, spinal instabilite ve/veya deformite gelişmesi, enfeksiyon yükünü ortadan kaldırmak için debridman yapma gerekliliği, kan kültürü, seroloji, iğne biyopsisinde etken organizmanın tanımlanamaması olarak özetlenebilir.