Yapay zekâ, ilk kez 1950`de tanımlandı ancak 2000`li yılların başında derin öğrenmenin ortaya çıkışıyla inanılmaz bir ivme kazandı. Bilimin diğer dallarında olduğu gibi tıp alanında da yaygın bir şekilde yer bulmaya başladı. Yapay zekâ modelleri, hasta görüntüleme girişi sayesinde tanıya ve omurga cerrahi yaklaşımlarını planlamada, hastaya en doğru tedavi seçeneği sunulması konusunda hekime yardımcı olabilmektedir. Günümüzde, algoritmaları sayesinde cerrahi endikasyon belirleyebilen yapay zekânın, tedavi sonucunu ve gelişebilecek komplikasyonları tahmin etme konusunda başarılı olduğu söylenebilir. Artık yapay zekâ sistemleri karmaşık algoritmaları analiz etme ve kendi kendine öğrenme yeteneğine sahip olduğundan, tıpta yapay zekânın risk değerlendirme modelleri aracılığıyla klinik uygulamaya adapte edilebileceği yeni bir çağa giriyoruz.