Servikal myelopati, dar kanal nedeniyle spinal nöral dokular ve çevre vasküler yapıların etkilenmesi sonucu gelişen servikal omurilik lezyonudur. Bu hastalarda genellikle boyun ve üst ekstremite ağrısı görülür; ancak, sebep olan patolojilerin çeşitliliği nedeniyle, hasta başvuru nedenleri farklılık gösterebilir. Hastanın kliniği önemli bir yol gösterici olmakla birlikte, direkt grafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme gibi yöntemler ve elektrofizyolojik incelemeler, hastalığın ilerleyişi ve seçilecek tedavi açısından belirleyici olmaktadır. Hafif vakalarda medikal ve fizik tedavi ilk tercih edilen yöntemler arasındadır; ancak mekanik basının ciddi olduğu hastalarda nöral elemanların basıncını azaltmak, lordozu düzeltmek ve omurgayı stabilize etmek için en etkin tedavi cerrahidir. Laminoplasti ile posterior dekompresyon, servikal spondilotik miyelopati tedavisinde yaygın olarak kabul görmüş ve yeterli sonuçlar sağlamıştır; ancak, lokal kifoz, segmental instabilite ve önceden ameliyat edilmiş servikal omurga gibi durumlar için posterior dekompresyon ve stabilizasyonun kombine prosedürü, son yıllarda daha çok tercih sebebi olmuştur. Posterior servikal enstrümantasyonlar içinde pedikül vidası fiksasyonu, servikal spondilotik miyelopatili hastalarda stabilizasyonu sağlama ve sagital ve/veya koronal düzlemlerdeki deformitelerin düzeltilmesinde tercih edilen bir yöntemdir. Bununla birlikte, bu yöntemde vertebral arter ve sinir kökü yaralanması gibi komplikasyonlar tamamen ortadan kaldırılamamaktadır. Lateral mass uygulamaları ise ilk kez 1982 yılında uygulanmaya başlanmış ve çeşitli isimler tarafından modifiye edilmiştir. Önceleri sadece travmatik servikal instabilitenin tedavisinde kullanılan yöntem, günümüzde dejeneratif, enflamatuar, tümör varlığı ve instabilitenin önlenmesinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Uygulanacak cerrahi yöntemin, hastanın patolojisi ve kliniğine göre özel olarak belirlenmesi, yaşanacak komplikasyonların minimalize edilmesi ve instabilitenin giderilmesi konusunda belirleyici olduğu artık kabul görmektedir.