Posterior longitudinal ligaman ossifikasyonu (PLLO), posterior longutidunal ligamanın ektopik kalsifikasyonu ile sonuçlanan omurga hareket açıklığının azalmasına ve potansiyel olarak omurilik hasarına yol açabilen hiperostotik bir durumdur. PLLO`nun nasıl başladığı ve ilerlediği hâlâ kesin olarak ortaya konulamamış olmakla birlikte çalışmalar, genetik, hormonal, çevresel, beslenme özellikleri, mekanik stresler, sistemik bazı hastalıklar gibi predispozan faktörlerin varlığını göstermektedir. Epidemiyoloji, coğrafi konum ve etnik kökenden etkilenmekte olup Doğu Asya ülkelerinde sık görülmektedir. Şiddet, süre ve tutulum özelliklerine göre semptomlar çok geniş bir spektrumda değişkenlik gösterebilir. Servikal miyelopati ve servikal radikülopati, boyun çevresinde aksiyel rahatsızlık ve boyun hareketinin kısıtlanması ana semptomlardır. Fizik muayenede de miyelopati, radikulopati ve aksiyel tutuluma ait bulgular görülebilir. Servikal görüntüleme yöntemlerine ek olarak, miyelografi, metabolik inceleme ve elektrodiagnoz tanıda yardımcı araçlardır. Miyelopatinin olmadığı ya da subklinik olduğu vakalar konservatif tedavi için uygundur. Spastik yürüme bozukluğu ve ellerde beceriksizlik gibi uzun trakt belirtileri olan hastalarda cerrahi dekompresyon endikedir. En uygun cerrahi yöntem konusu tartışmalı olmakla birlikte ossifiye lezyonun çıkarılması veya yüzdürülmesiyle yapılan anterior prosedür ya da çeşitli ekspansif laminoplasti türlerini içeren posterior prosedür olmak üzere iki temel cerrahi yaklaşım kabul edilmektedir.